Nefes alırken ciğerlerimiz "hava direnci" adı verilen bir güce karşı enerji kullanıyor. Hava direnci, havanın harekete karşı gösterdiği durgunluk eğilimi. Ancak bu direnç, atmosferin özellikleri sayesinde çok zayıf olduğundan ciğerlerimiz kolaylıkla havayı içeri çekip dışarı itebiliyor. Bu direncin biraz artması ise, ciğerlerimizin zorlanmaya başlamasına neden olacaktır. Buradaki mantık şöyle bir örnekle açıklanabilir: Bir enjektörün iğnesinden su çekmek kolaydır, ama aynı iğneyle bal çekmek çok daha zordur, çünkü bal sudan daha az akışkanlığa ve daha yüksek bir yoğunluğa sahiptir.
Atmosferin yoğunluk, akışkanlık, basınç gibi değerleri biraz farklılaşacak olsa, nefes almak bizim için bir enjektöre bal çekmek gibi zorlaşacaktır.
Çok açık ki nefes almak büyük nimet. Ve aldığımız o nefesi geri verebileceğimizin garantisi yok. Yüce Allah'ın genelleme dahi yaparak sayamayacağımız nimetlerinden yalnızca biri ve büyük şükür vesilesi...
"...Rabbim, bana, anne ve babama verdiğin nimete şükretmemi ve hoşnut olacağın salih bir amelde bulunmamı ilham et ve beni rahmetinle salih kulların arasına kat." (Neml Suresi, 19)
Atmosferin yoğunluk, akışkanlık, basınç gibi değerleri biraz farklılaşacak olsa, nefes almak bizim için bir enjektöre bal çekmek gibi zorlaşacaktır.
Çok açık ki nefes almak büyük nimet. Ve aldığımız o nefesi geri verebileceğimizin garantisi yok. Yüce Allah'ın genelleme dahi yaparak sayamayacağımız nimetlerinden yalnızca biri ve büyük şükür vesilesi...
"...Rabbim, bana, anne ve babama verdiğin nimete şükretmemi ve hoşnut olacağın salih bir amelde bulunmamı ilham et ve beni rahmetinle salih kulların arasına kat." (Neml Suresi, 19)