Mnela'nın Denizi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Mnela'nın Denizi

Yaradanına sevdalı yürekler...

Dareyn Dergisi 31. Sayı Yayında!
 
 
Allah'ın kahretmediğini görüp şaşırma!
Mühlet verdiğini düşün ve ürper!
 
 

Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

İP

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

1İP Empty İP Ptsi Eyl. 15, 2008 2:07 am

Elam

Elam
Yönetici

Yönetici

Tatilimi geçirdiğim Kızılcahamam Asya Termal'in küvetine yazılmış "Acil durumda ipi çekiniz" yazısını günün beş vakti okuyunca, "ipe sapa gelmez" şeyler söyleyesim geldi. Kaplıca suyunun ılıklığı bedenimi sararken, serinkanlıca, ipi çekecek acil durumdaki muhtemel adamların 'ipini çekme' görevi verdim kendime. "İpi çekmek..." can havliyle yapılan son hareket olsa gerektir diye düşündüm. Düşün ki küvette bayıldın, su yutmaya başladın, elin korku filmlerindeki gibi suyun içinden son bir kez çıkıyor, titreyerek yapışıyor ipe...Çekiyorsun. İpin çekilmesiyle, muhtemelen merkezde bir alarm sesi... Dairene koşan can kurtaranlar seni çekip alıyorlar küvetten... İpi çekerek, hayat ipine tutunuyorsun. Ama ecel ipini çekmişse, ipi çeksen de fayda yok.

***

İpe asılı aslında ömrümüz. Pamuk ipliğine bağlı hayatımız. Öyle ki, ipe asıldıkça ip kısalıyor. İpe daha sıkı sarıldıkça, ip üzüldüğü yerden daha kolay kopabilir hale geliyor. Arada bir dikiyorlar bizi. Ameliyat iplikleriyle hayata yeniden bağlıyor hekimler bedenimizi.
***
İpek kollu narin kız çocukları eskilerde ipin ucundan tutarak başlardı hayata. İp, her kadının çocuksu sevincinin tutunduğu ilk dünyalıktır. "İpin ucundan tutsana..." ricası kız çocukları için hayat-memat sorusudur. En az üç kız'lıktır o ipe asılı mutluluk. Büyüklüğe doğru iplik iplik uzanan bu çocuksu coşku, iki tane daha kızın ipin ucundan tutmasına bağlıdır. Bu yüzden ipin ucundan tutan kızları hiç unutmaz kızlar... İpin ucundan tutmayanları unutmama ihtimali ise çok daha güçlüdür. İpin ucundan tutan, ip atlayana iltifatta bulunur. İpin ayaklarının altından vınlayarak her geçişinde, sevinçten iplere asılır, ip ince mutluluk yaşar ip atlayan kız. 'Oya ip atla!' Ta beyazlarını sevinçle astığı çamaşır ipine kadar bağlanır o ip ince mutluluklar, araya ipi çekilen çorapların kederi sokulsa da...

***
Şimdi farkettim ki bir de çok ipli film varmış. Oyuncularının hepsi ipe bağlı. Tahmin edeceksiniz ya, yine de söyleyeyim. Filmin adı: Kuklalar. Danimarkalı bir yönetmen çekmiş.. Kuklalarla çekilmiş ilk uzun metrajlı film oluyormuş. (Seyrettiğimden değil ama yine bir sinema yazarının o bildik sinema yazısı ifadeleri üzerinde cambazlık yaparak anlatayım filmi!) Babası Hebalon İmparatoru'nun düşman Zeritler tarafından öldürüldüğüne amcası tarafından inandırılan Prens Hal Tara, intikam alabilmek için köle kılığına girerek imparatorluktan ayrılır. (Dikkat: Hal Tara köle gibi göründüğünde de, prens olduğunda da ipe bağlıdır! Başka türlü de söyleyebilirim: Fare yarışını kazansa da fare yine faredir. İple bağlı olduğunu unutup havalara girenleredir lafım.) Hal Tara'nın epik yolculuğu sırasında, seyircilerin iyice kördüğüm ettikleri hayatlarının içinden çekilen ipleri görmeleri beklenir. Hal Tara aşık olur, pişman olur, utanır, sevinir, üzülür vs. (Bir kukladan beklenmeyen şeylerdir bunlar!) Aşık olunca, aklı başından gider meselâ; kuklacası 'ipi başından gider'. Başı yukarıya iplikle bağlı Hal Tara'nın şahsında, duygularının çorap söküğü gibi geriye doğru çözüldüğünü farkeder (mi) seyirciler. Zaman aktıkça, yıllar biriktikçe, üst üste sardıkları hayat yumağını korkmadan açabilirler mi? Hal Tara'nın ipiyle indikleri o içe bakış kuyusunda geçmişleriyle yüzleşebilirler mi? Filmin savaş sahneleri de var. Tahmin edin savaş sahnesinde ne oluyor: Kuklalar silahlarını düşman kuklaların bedenlerine yöneltiyor değiller; kafalarının üzerindeki ipi kesmek için hamle ediyorlar. Kafalarının bedenlerinden ayrılması değil, kafalarına
bağlı iplerin kopması kuklaların ölümü anlamına geliyor. Gökyüzünden sarkan sayısız ip, ahiret ile dünya arasındaki bağı temsil ediyor. İpin ucuna asılı kalmak hayat memat meselesi oluyor. O ip koparsa, kukla düşüyor, "can"ından olur, "hayat"ını kaybediyor.

***

Filmin tam burasında, bu yazının başlığını, bu yazıdan daha fazla hak eden bir yazıdan alıntı yapmam gerek:
"Birer birer iplerini kesen, elbette kurtulabilir bütün bağlarından.
Fakat o zaman, kalır sahnenin önünde; bir yığın tahta olarak!"
Muammer Erkul'un "İp" başlıklı yazısının sonuç cümleleri böyle. Öncesinde de bu sonucun ip uçlarını veriyor tabii ki. Okuyalım: "Kahraman olmak; gönlünü iplere bağlı tutmaktır.Ve elini, belini, dilini, her yerini!" "...her ip bir değere bağlar seni.Değerlerin yoksa değerin ne ki?"

***
İplere asılıp zor bir bahse girelim: Bir iple salınmışız dünyaya. "Ben" diyebilme ayrıcalığı ile. Yani, "ene" ile. Dağların bile yüklenmekten çekindiği o ağır emaneti "mahiyet-i beşerde pek ince bir ip" diye tasvir ediyor Bediüzzaman. O kadar incecik ki, ip yokmuş gibi gelebilir sana. O kadar görünmez ki O'na bağlı olduğunu farkettirmez sana. Olta ucunda misina gibi: "Ben var ya ben!" diye ağzını açtıkça, "Bu benim!", "Şu da benim!" diye diye kıvrandıkça, zokayı yutuyorsun. "İnsan başı boş bırakılacağını mı sanır?" İpin ucunu kaçırırsa insan, öyle sanır.

***

Ve asıl ip... İpliğimiz pazara sürülmeden önce sımsıkı tutunacağımız... İpe un sermeden sarılacağımız ipek gibi yumuşacık bir tutunma çağrısının düğüm yeri:
"Allah'ın ipi"
"İp"in Kur'âncası: urvetu'l vuska...
O iple indiğimiz dünya kuy(t)usundan yine o ipe sarılarak yükseleceğiz.

***

"Zamaneye Sözler"i "iple çektiğini" söyleyen delikanlılar ve genç kızlar ipin ucunu kaçırmasınlar diyedir başlığa attığım "ip"...

***

Tutar mısınız ipin ucundan?

SENAİ DEMİRCİ

http://mnelam.blogcu.com

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz