Mnela'nın Denizi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Mnela'nın Denizi

Yaradanına sevdalı yürekler...

Dareyn Dergisi 31. Sayı Yayında!
 
 
Allah'ın kahretmediğini görüp şaşırma!
Mühlet verdiğini düşün ve ürper!
 
 

Bağlı değilsiniz. Bağlanın ya da kayıt olun

seni görememek gibi bir ihtimalim de var

Aşağa gitmek  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

1seni görememek gibi bir ihtimalim de var Empty seni görememek gibi bir ihtimalim de var Cuma Eyl. 12, 2008 2:50 pm

SideLya

SideLya
Bronz Üye

Bronz Üye

Tutamıyorum seni




Akıp gidiyorsun hayatımın içinden… Ve ben, tutamıyorum seni. Oysa ne çok özlemiştim. Gelişin minareleri ve şehir meydanlarını süsleyen mahyalarla bir hoşâmedî ile karşılanırken, ben aylardır kalbimde heyecanla taşımıştım sana duyduğum muhabbet mahyalarını.

Gelişin rahmet olmuştu çorak gönlüme. Sağanak sağanak yağarken bu ayrılık sinyalleri de nereden çıktı? Yani son on günün içindeyiz mi diyorsun? Ne olur gitme sultanım, ne çabuk gidiyorsun? Tedavi ettiğin yaralarım daha tam iyileşmedi biliyorsun. Aydınlanmayı bekleyen karanlık gecelerim var. Belki de hâlâ affedilmeyi bekleyen günahlarım var. Sen de beni bu halde bırakırsan kim tutar elimden?

Feyzin ve rahmetin coşkun akan pınar misâli akarken, herkes bundan nasibini alırken, ben belki de dolduramadım bu pınardan tasımı… Acaba kaçırdım mı, ya da değerlendiremedim mi fırsatlarını? Ben böyle üzülürken yine senden bir tesellî geliyor. Evet, evet yaşasın! Daha Kadir Gece’n vardı. Bin ayda elde edilebilecek bir kazancın tamamı bir gecede elde edilebilir! Şükürler olsun, giderken bile her şeyden kıymetli bâkî hediyelerle teselli veriyorsun. Gözyaşlarımı yine şefkatinle siliyorsun.

Ey oruç! Hamdolsun tutuyorum seni. Ama belli bir zaman dilimine mukayyet olduğun cihetiyle tutamıyorum seni. İstemesem de yavaş yavaş kayıyorsun avuçlarımdan. Gittiğinde gözlerim seni aramaz mı sanıyorsun? Camilerimizde sanki Kâbe-i Muazzama’nın etrafındaymışçasına yaşanan coşkuyu yaşayabilir miyim? Mütevazi ama kalabalık sofralarda belki de ilk kez gördüğüm onlarca mutlu yüz ile aynı sofrada bulunabilir miyim? Müsbet yayın yaptıklarından emin bir şekilde televizyonu açıp seyredebilir miyim? İnsanları bu kadar anlayışlı, yardımsever, hoşgörülü görebilir miyim? Ya da ben acaba hep öyle olabilir miyim?

Toplumun her alanına bu kadar nüfuz etmişken, bu kadar çok seviliyorken, neden bu ayrılık? Özlemez miyim sanıyorsun; iftar hazırlıklarını, sahur bereketini, kalabalık ve neşeli sofraları, Ramazan davulunun sesini, teravih namazlarını, çocukların gözlerinden okunan heyecan dolu ışıltıyı... “Abla bugün teravihe gidecek miyiz?” diye soran minik kardeşlere ne cevap vereceğim? Tutamadığım sen gibi bırakıp gözyaşlarımı “Hayır çocuklar artık bitti, o gitti” mi diyeceğim? Hayır, hayır bunu diyemem. “Sizler inşallah hayırlı bir ömür sürüp daha çok Ramazanlar göreceksiniz çocuklar, on bir ay sonra tekrar gelecek” diyeceğim.

Ey Ramazan-ı Şerif! Bir daha seni görememek gibi bir ihtimalim de var. Ey oruç! Belki bir daha seni tutamayabilirim. Bana öyle fırsatlar ve nuranî hediyeler bırak ki, geriye kalan her günüm Ramazan tadıyla, huzuruyla, bereketiyle geçsin. Kalbimden muhabbet mahyalarını hiç indirmeyeyim. Her gün soframı birileriyle paylaşma çabasında olayım. Neyim var, neyim yoksa kardeşlerimle paylaşayım. Bu mânevî atmosfer hiç bozulmasın. Her an sanki gitmemişsin gibi varlığını hissedeyim.

Belki ancak bu şekilde tutabilirim seni. Sana tutulan kalbimi ancak böyle tesellî edebilirim.

Mehtap YILDIRIM

http://askimakber.blogcu.com

Sayfa başına dön  Mesaj [1 sayfadaki 1 sayfası]

Similar topics

-

» Bana Seni Gerek Seni

Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz